A. Caner YENİDÜNYA
2 min readApr 11, 2024

--

Türkiye’de ceza infaz sisteminin iki temel sorunu: Cezasızlık algısı ve cezaevi popülasyonu

8.Yargı Paketi’nde beklenen düzenlemeler gelmedi

Kamuoyunda 8. Yargı Paketi olarak adlandırılan Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda 02 Mart 2024 tarihinde kabul edilerek 7499 sayılı kanun numarası ile yasalaşmış ve 12 Mart 2024 tarihli Resmî Gazete’de ilan edilerek yürürlüğe girmiştir.

Yasa ile (Anayasa Mahkemesinin son dönemde verdiği iptal kararları da gözetilerek) maddi ceza hukuku, muhakeme hukuku ve infaz hukuku yönünden pek çok önemli değişikliğe imza atılmıştır.

Bununla birlikte kamuoyuna yansıyan, toplumda cezasızlık algısının ortadan kaldırılmasına ilişkin düzenlemeler yapılacağı, cezaevinde belirli bir süre kalınmadığı müddetçe hükümlülerin denetimli serbestlik altında şartla salıvermeden faydalanamayacağı yönündeki düşünceler yargı paketinde kendisine yer bulamamıştır.

Halbuki Adalet Bakanı Sn. Yılmaz Tunç 20 Ocak 2024 tarihinde ulusal bir TV kanalında verdiği demeçte, 8. Yargı Paketi’nin mart ayına kalmadan yasalaşacağını ve toplumda cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya özgü düzenlemeler içerdiğini ifade etmiş, örneğin “bir yıl ceza alan bir kişinin bunun en az 5 ayını cezaevinde çekmesinin hedeflendiğini” kamuoyuna duyurmuştu.

Cezasızlık algısı, ülkemizde ceza hukuku ile az çok ilgilenen ya da bir suçun mağduru olmuş herkesin malumu olan bir durumdur.

Ancak ülkemiz bu konuda bir paradoks yaşamaktadır. Zira hem cezasızlık algısı hem de cezaevlerindeki aşırı doluluk mücadele edilmesi gereken iki temel sorundur.

Dolayısıyla ülkemizde ceza adalet sisteminin ters etkileşim içeren iki olguya da çare üretmesi gerekmektedir.

Peki, nasıl oluyor da bir yandan hapis cezalarını infaz etmemekle zafiyetinden şikâyet edilen bir sistem, aynı zamanda dünyanın popülasyon olarak en kalabalık cezaevlerine sahip olabilir?

Bu soruya ve soruna dürüstçe ve bilimsel olarak yanıt verilmediği müddetçe çözümü üretebilmek mümkün değildir.

Sayın Adalet Bakanının serzenişi, bir vatandaş olarak kabul görebilir ancak mevcut cezaevlerimizin 1 yıl ceza alan bir kişiyi 5 ay cezaevinde tutabilecek teknik altyapısı, kapasitesi mevcut değildir.

Bu gerçek itibarıyla de bahsi geçen düzenlemenin hayata geçmesi ancak mevcut cezaevi kapasitesinin iki üç katına çıkarılmasıyla mümkün olabilir ki bu da aslında sorunu kalıcı olarak çözmeyecektir.

Aşağıda ilk olarak ülkemizde bu problemin nasıl doğduğunu, boyutunun ne olduğunu ve ardından asıl sebebini ve nihayet çözüm önerimizi aktarmaya çalışacağız.

(Yazının tamamına üstteki linkten ulaşabilirsiniz).

--

--

A. Caner YENİDÜNYA

Prof. Dr. , Hukuk, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku, Kriminoloji, İnfaz Hukuku