Şartla Salıvermenin Koşulları: Hükümlünün İyi Halli Olması ve Bu Durumun Belirlenmesi

A. Caner YENİDÜNYA
7 min readMay 8, 2020

--

b. İyi Halli Olmak

Şartla salıverilme için gerçekleşmesi gerekli en önemli koşul hükümlünün infaz kurumundaki süreyi iyi halli olarak geçirmesidir (İnfaz Kanunu, m.107/1).

“İyi hal”, müessesenin temel unsurudur. Bu bakımdan tespitinde titizlik gösterilmeli, henüz iyi halli olmayan kimselerin cezaevinden zamansız tahliyesine gidilmemelidir. Esasen suçlunun cezaevinde iyi hal göstermiş olması da gelecek için bir teminat değildir, ancak hiç olmazsa kuvvetli bir emaredir.

Cezaevi idaresi iyi hali belirlerken, olumsuz bir tutumun (örneğin, infaz kurumunda disiplinsizliğin görülmesi) bulunmamasını dikkate alır. Bunun için de mahkûmun yakından gözlenmesi ve gösterdiği gelişmenin incelenmesi şarttır. Örneğin, Bentham’ın tasarladığı Ponopticum (denetim evi-inspection hause) adlı cezaevi modelinde[1] her hükümlünün tek tek izlenerek, iyi halli olup olmamanın belirlenmesi söz konusuydu[2].

Yetkili mahkemenin araştıracağı husus ise, olumlu (örneğin, serbest hayatta mahkûmun suç işlemeyeceği ümidinin varlığı) bir durumdur. İyi halin belirlenmesinde, infaz kurumuna gelmeden önceki eylemler değerlendirilmeyip, hükümlünün cezaevindeki kurallara uymadaki özeniyle ileride de bu şekilde hareket edeceğine dair güven vermesi, şartla salıverilmeye davranışlarıyla hak kazanması aranır[3].

İyi hal koşulundan ne anlaşılması gerektiğini İnfaz Kanununun 89’uncu maddesi düzenlemiştir. 7242 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce bir hükümlünün iyi halli olabilmesi;

a) infaz kurumunda düzen ve güvenlikle ilgili kurallara uymasına,

b) haklarını iyi niyetle kullanmasına,

c) yükümlülüklerine uymasına,

d) uygulanan iyileştirme programlarına göre de topluma salınmaya hazır olduğu hususunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanmış bulunmasına bağlıydı.

İnfaz Kanununun 48’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının (b) bendi uyarınca disiplin cezaları tamamen infaz edilip, kaldırılmadıkça şartla salıverme olmaz.

7242 sayılı Kanunla 89’uncu maddede köklü değişiklikler yapılmıştır. Ancak bu değişiklikler 7242 sayılı Kanunla İnfaz Kanununa eklenen Geçici 9’uncu madde uyarınca 1.1.2021 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu tarihe kadar eski sisteme göre hareket edilecektir.

Bu noktada Geçici 9’uncu madde hükmünden de bahsetmemiz gerekir. Kanımızca infaz hukukunun esaslarına aykırı bir anlayış olarak nitelendirmemiz gereken bu düzenlemede[4]; “5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde ve 220’nci maddesinde düzenlenen suçlardan, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan ve 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan hükümlü ve tutuklu olanlar ile Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kalan hükümlü ve tutuklular hakkında verilenler hariç olmak üzere; 30/3/2020 tarihinden önceki eylemler nedeniyle Kanunun 39 ila 46 ncı maddeleri uyarınca verilen disiplin cezası ve tedbirleri, infaz edilmeleri kaydıyla 48 inci maddedeki süre ve karar şartı aranmaksızın idare ve gözlem kurulunca verilecek iyi hal kararı üzerine kaldırılır. Ancak 55 inci madde hükümleri saklıdır” denilmektedir. Görüldüğü üzere, getirilen bu düzenleme ile İnfaz Kanunu’nun 48’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında yer alan “(4) İnfaz edildiği tarihten itibaren disiplin cezasının kaldırılmasında ve iyi hâlin kazanılmanda aşağıda belirtilen süreler esas alınır;

a) Kınama cezası onbeş gün,

b) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası bir ay,

c) Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezası üç ay,

d) Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama cezası üç ay,

e) Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası üç ay,

f) Hücreye koyma cezası 44’üncü maddenin ikinci fıkrasındaki hâllerde altı ay, üçüncü fıkrasındaki hâllerde bir yıl,

g) Hücre cezasına karşılık ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası, (f) bendinde belirtilen süre,

Sonunda disiplin cezası almamak ve iyi hâlli olmak koşuluyla (a) ve (b) bentlerinde belirtilen cezalar kurum en üst amiri tarafından, diğer bentlerde belirtilen cezalar, kurumun en üst amirinin önerisi ve disiplin kurulu kararıyla kaldırılır” hükmü etkisiz hale getirilmiş, istisna bırakılan haller dışında bir suçtan mahkûm olan kimselerin 30.03.2020 tarihinden önce işledikleri disiplin suçlarının varlığına rağmen, infaza ve kuruma uyumlarını tespit edecek süreler beklenmeksizin “iyi halli” kabul edilmeleri sağlanmıştır. Böylece bu tarih itibariyle şartla salıverme kurumundan yararlanmak için cezaevinde çekmesi gereken süreyi tamamlayan hükümlülerin, iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın, iyi halli olduklarının kabulü ile tahliyeleri mümkün kılınmıştır. Böyle bir düzenlemenin ne infaz hukukunun gerçekleri ne kamu düzeni ne de şartla salıverme kurumu ile bir ilgisinin bulunduğunu söylemek mümkün değildir.

İfade edelim ki, hak etmeden tahliye edilen, görece hoşgörüden istifade eden (örneğin, insan ticareti, fuhuş, göçmen kaçakçılığı, hırsızlık, dolandırıcılık, hürriyeti tahdit, yağma, kaçakçılık, rüşvet, zimmet, irtikap, iftira, tehdit, ihaleye fesat karıştırma, sahtecilik, tefecilik gibi pek çok suçtan hükümlü bulunanlar) hükümlüler, cezaevi yükü azaltılmasına mukabil, topluma daha fazla güvenlik yükü getirecek, toplumdaki diğer bireylerin hakları ve güvenlikleri yönünden bir tehdit unsuru oluşturacaktır.

Şartla salıverme kurumu yönünden bilinmesi gereken en temel bilgi, “şartsız” salıverilen hükümlülerin topluma getirdiği külfetin, maliyeye ve fiziki koşullara getirdiği külfetten her zaman fazla olduğu gerçeğidir.

7242 sayılı Kanunla getirilen ve 1.1.20121 tarihinden itibaren uygulanacak sisteme göre, hükümlü ceza infaz kurumunda bulunduğu tüm aşamalarda;

a) ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı,

b) haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı,

c) yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği,

d) uygulanan iyileştirme programlarına göre toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı,

e) tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında,

idare ve gözlem kurulu tarafından iyi hâlin belirlenmesine esas olmak üzere en geç altı ayda bir değerlendirmeye tabi tutulur (İnfaz Kanunu m.89/1).

Bu değerlendirmede, infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınır (İnfaz Kanunu, m.89/2).

İyi halin tespitin de yetkilendirilen İdare ve Gözlem Kurulu’nun kimlerden oluştuğuna da burada temas etmek gerekir. Konuyla ilgili Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 34’üncü maddesinde; (1) İdare ve Gözlem Kurulu; Kurum Müdürünün Başkanlığında, Gözlem Ve Sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, psikolog, sosyal çalışmacı, öğretmen, infaz ve koruma başmemuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevliden oluşur.

(2) Birinci fıkrada sayılan personelin tamamının kurumda bulunmaması hâlinde, kurul mevcut olanlarla oluşturulur” denilmektedir.

7242 sayılı Kanunla değiştirilen 89’uncu maddenin 3’üncü fıkrasında, istisnai bazı suçlar ve hükümler yönünden kurulun yapısı değiştirilmiştir. Buna göre; toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanlar hakkında yapılacak açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin değerlendirmelerde idare ve gözlem kuruluna Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği bir Cumhuriyet savcısı başkanlık eder. Ayrıca, idare ve gözlem kuruluna Cumhuriyet başsavcısı tarafından belirlenen bir izleme kurulu üyesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri tarafından belirlenen birer uzman kişi de katılır.

7242 sayılı Kanunla değişik İnfaz Kanununun 89’uncu maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca kanunlarda iyi halli olmanın arandığı tüm durumlarda, hükümlülerin tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi bakımından artık bu madde hükümleri uygulanacaktır.

İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi halin tespiti noktasında olumsuz karar verdiği hükümlülerin yeniden değerlendirilmeye tâbi tutulma süreleri bir yılı geçemez (İnfaz Kanunu, m.89/6).

İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi halin değerlendirilmesindeki olumsuz kararına karşı, hükümlü 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun 4’üncü ve 5’inci maddeleri kapsamında şikâyet yolu ile bu kararın gözden geçirilmesini, düzeltilmesini talep edebilir. Nitekim sözü geçen Kanunun 4’üncü maddesinin 2’nci bendinde infaz ha­kiminin görevleri arasında; “hükümlülerin cezalarının infazı, mü­şahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak” da gösterilmiştir. Yasanın gerekçesinde, “bu tasarının çeşitli madde­lerinde geçen “işlem”, hükümlü ve tutuklular hakkında yürürlük­teki mevzuat hükümlerine göre hukukî sonuç doğurmaya yönelik her türlü karar, önlem ve irade açıklamalarını., “faaliyet” ise, hükümlü ve tutukluların konumlarında değişiklik yapan her türlü eylemler ile iyileştirme ve eğitim (tretman) programlarına uygun olarak yapılan çalışmaları…(ifade etmektedir)” denmektedir[5]. Bu bakımdan infaz hakimliği cezaevi idaresinin hükümlüler hak­kındaki tüm eylem, işlem ve uygulamalarına karşı müracaat edile­bilecek adli bir organdır. Şu hâlde hükümlünün şartla salıverilme­sine ilişkin hukuki sonuç doğuran idari bir işlem olduğundan “iyi halin tespitine yönelik İdare ve Gözlem Kurulu kararları” hakkında infaz hakimliğine şikâyet yolu açıktır. Böylece hukuka aykırı kurul ka­rarlarının yargısal denetimi de sağlanmış olacaktır.

Öte yandan aşağıda ifade edeceğimiz üzere, infaz hâkimi, hakkında olumlu görüş bildirilen hükümlüler yönünden şartla salıvermenin kabulü ya da reddi hususunda serbestçe takdir hakkını kullanır. Verilen iyi hal kararı ile bağlı değildir (İnfaz Kanunu, m.107/11).

Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında (7242 sayılı Kanun ile değişik İnfaz Kanunu, m.110) iyi halin ne şekilde tespit edileceğine ilişkin özel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu usuller uyarınca cezası infaz edilenler, infaz kurumunda bulunmadıklarından, iyi halin tespitinde esas alınan kriterler, bu kimseler yönünden göz önünde bulundurulamaz. Bu sebeple, bu kişiler hakkında Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde yapılacak kontrol ve denetimlerde (Yönetmelik, m.46) ulaşılacak sonuçlar ile hazırlanacak özel infaz planının gereklerinin yerine getirilip getirilmemesine göre iyi halin tespit edilmesi gerektiği ifade edilebilir (Yönetmelik, m. 75). Kanımızca İnfaz Kanununun 110’uncu maddesi kapsamında cezaları infaz edilen kimseler hakkında, şartla salıverme kurumunun tatbiki yerinde ve doğru bir tercih olmayıp, özel durumları, cezanın mahiyeti gibi sebeplerle hükümlüye tolerans gösterilen bu hallerde, müessesenin neredeyse ödüllendirme boyutuna taşınması, cezanın anlam ve içeriğini zedelemektedir.

[1] Bu konuda bkz. Allen, Harry E.-Simonsen, Clifford E., Corrections in America: An Introduction, Third Edition, New York, London 1981, s.19.

[2] Bkz. Akıncı, Cumhuriyetin 75. Yılında 647 Sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda Yer Alan Cezalar ve Yapılması Gereken Değişiklikler, s.346.

[3] Gözübüyük, I, s.195.

[4] Benzer bir düzenlemeye, daha önce İnfaz Kanunu’na 15.8.2017 tarih ve 694 sayılı KHK’nın 151 inci (aynen kabul: 1/2/2018–7078/146 md.) maddesiyle eklenen Geçici 8 inci maddede de yer verilmiştir. Burada; “5237 sayılı Kanunun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde ve 220 nci maddesinde düzenlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile bunların mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki karşılığı olan suçlardan ve 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan hükümlü ve tutuklu olanlar ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kalan hükümlü ve tutuklular hakkında verilenler hariç olmak üzere; 1/8/2017 tarihinden önceki eylemler nedeniyle bu Kanunun 39 ila 46 ncı maddeleri uyarınca verilen disiplin cezası ve tedbirleri, infaz edilmeleri kaydıyla 48 inci maddedeki süre ve karar şartı aranmaksızın idare ve gözlem kurulunca verilecek iyi hal kararı üzerine kaldırılır. 55 inci madde hükümleri saklıdır” denilmektedir. Görüldüğü gibi, Geçici 9 uncu maddeyle aynı durum tekrarlanmıştır.

[5] Bkz. İnfaz Hâkimliği Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/849), TBMM. Tutanak Dergisi, Dönem : 21, Yasama Yılı : 3, S. Sayısı : 667.

--

--

A. Caner YENİDÜNYA
A. Caner YENİDÜNYA

Written by A. Caner YENİDÜNYA

Prof. Dr. , Hukuk, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku, Kriminoloji, İnfaz Hukuku

No responses yet